İş icabı olmasa tatil için seçeceğim ilk lokasyon olur muydu emin değilim, özellikle alkol ve türevi maddeler tükemetemediğim bir dönemde:) Zaten Kabasakal da daha önce gitmişti ama olsun fırsat bu fırsat hafta sonu baş başa olabileceğimiz bir tatil yapmak için zaten bahaneye ihtiyacımız da yoktu.
Evet yine Redlight’ta turladım, bu sefer daha bir ara sokaklarına girdim; evet yine kanal turu yaptım, ama bu sefer Kabasakal da yapmış olsun diyeydi; evet yine sokaklarda peynir soslu patates yedim; yine “Iamsterdam” harflerinin önünde resim çektirdim. Van Gogh müzesini daha önce gezdiğim için bu sefer ulusal ve sanat müzesi olan Rijksmuseum’a gittim. Müze oldukça büyük ve özellikle kış dönemlerini bol yağışlı geçiren şehir için güzel bir aktivite. Az vakti olanlar için ise belli başlı eserlere sizi yönlendiren rehber kiralanabilir.
Bu sefer değil ama bir önceki gidişimde ziyaret ettiğim Anne Frank House ise bence yapılması gerekenlerin başında geliyor. Yahudi soykırımının önemli figürlerinden olan Anne Frank ve ailesi o dönem 2 yıl boyunca komşularının evinin çatısında saklanarak yaşamışlar. Müzenin önünde uzun kuyruklar oluştuğu için gitmeden önce internetten biletinizi almanızı tavsiye ederim. Evi canlı canlı gezmek insanı baya etkileyebiliyor ya da denk getirebilirseniz tiyatrodaki gösteriyi de izleyebilirsiniz.
http://www.theateramsterdam.nl/en/performances/anne/
Yine başka büyük bir şehirde ziyaret etmediyseniz Dam Square’de bulunan Madam Tussauds müzesini rotanıza katabilirsiniz. Bahar mevsimine denk geldiğinizde pencerelerdeki laleler güzel bir kare oluşturabiliyor, dilerseniz lale soğanı alıp döndüğünüzde yetiştirmeye çalışabilirsiniz ancak ekim mevsimini bilerek almakta fayda var zira çok dayanıklı olmuyorlar.
Hollanda denilince ilk akla gelen şeylerden biri de Gouda peyniri. Otlusu, sadesi derken bir sürü alternatifi var ancak bence satın almak için marketleri tercih edebilirsiniz. Hem daha uygun fiyatlı hem de lezzetinde bir fark bulunmuyor. Şehirdeki görselliği ön plandaki peynir dükkanları ise fotoğraf çekmek için ideal yerler:)
E tabii bir de Heineken Müzesi, iki seferdir kısmet olmadı ama belki bir daha ki sefere… Eğer sadece hafta sonu için değil biraz daha uzun vakit ayırdıysanız Amsterdam’a yakın bölgelerdeki köylere düzenlenen günübirlik turlara katılıp yel değirmenlerini, peynir yapım fabrikalarını ve meşhur ahşap Hollanda pabuçlarının atölyelerini görme fırsatı yakalayabilirsiniz.
Yeme-içme açısından özellikle kahvaltı/öğle yemeği saati için tercih edebileceğiniz iki güzel seçenek:
Bakers&Roaster
İnsanı NY’ta Soho’da geziyormuş havasına sokan sokaklar arasında yer alan mekanda erken saatte değil belki ama biraz daha geç saatlerde varırsanız uzun bekleme kuyrukları ile karşılanabilirsiniz. Porsiyonlar oldukça doyurucu ve menü zengin kahvaltı seçenekleri ile dolu. Muhtemelen hepsi yabancı olan öğrenci garsonları da oldukça ilgili ve sempatikler.
Greenwoods Keizersgracht
Evet puanı yüksekti ama asıl tercih etmemizin sebebi Pazar sabahı en erken açılan kafelerden bir tanesi olmasıydı. Ancak geç gidecek olsanız bile mutlaka deneyin. Kahvaltılıklar oldukça lezzetli, porsiyonlar büyük ve yine bol çeşitli. Kanalın hemen kenarında yer aldığı için güzel havalarda dışarıda oturarak geleni geçeni izleme şansınız var. Biz kış mevsiminde gittiğimiz için mekanı dışarıdan önce çok bir şeye benzetemedik ancak içeriye girdiğimizde böyle bir mekanla karşılaşmayı beklemiyorduk. Ama servis biraz yavaş, ki bunu da siparişlerinizi alırken garsonunuz baştan belirtiyor.
Red
Akşam yemeği için enteresan bir tecrübe. Menüde sadece iki ana yemek var; biftek ve ıstakoz. Lokal ziyaretçiler genelde ıstakoz tercih ediyordu, biz ise çok da hayranı olmadığımız için biftek tercih ettik. Mekan ortalamanın çok çok üzerinde sayılabilecek bir dekorasyona sahip olmasa da gelenler oldukça şık giyimli kişilerdi.
Klasik çılgın Amsterdam gece eğlencelerine alternatif ararsanız Alto Jazz Bar uygun bir tercih olacaktır. Gittiğimiz şehirlerde Jazz Bar denince akla gelen en iyi mekanı ne yapar eder Kabasakal bulur. Asmalımescit bölgesindeki barları andıran Alto’da The Jig grubunu izleme fırsatı bulduk. Benim görüşlerim bir referans oluşturamasa da Kabasakal’dan geçer notu aldılar.
Hem kısa bir gezi hem de gece hayatına çok uygun olmayan bir dönem nedeniyle diğer önerilerimi şimdilik burada paylaşmıyorum, siz atlayıp uçağa Amsterdam’a gidin ve kendinizi bu çılgın şehrin akışına bırakın. Daha ne alternatif eğlenceleri var mı var…