Her beyaz yakalıya “en büyük hayalin ne?” diye sorsanız, birçoğu kendi işinin başına geçmek diye cevap verir. “Peki hangi sektörde iş yapmak isterdin?” diye devam ederseniz de alacağınız cevapların çoğu kendi cafe’sini açmak üzerinedir.
Şöyle sevimli, sıcak, insana huzur veren, kendini evindeymiş gibi hissettiren, aynı zamanda havalı ve butik bir cafe. Özenerek hazırlanmış bir menü, müşterileri ile sıcak iletişim, orijinal tatlar bu hayali süsler.
İşte bu hayallerden birinin gerçekleştiği bir mekan var Yeniköy’de.
Adı Molka.
Bir mahalle cafe’si.
Gerçekten özenilerek hazırlandığı her halinden belli olan bir menüsü, samimi ve sizi içine alarak evinizdeymişsiniz kadar rahat ettiren bir dekorasyonu; aynı zamanda genç ve servis elemanından çok evine gittiğiniz arkadaşınız size ev sahipliği yapıyor gibi hissettiren çalışanları var Molka’nın.
Noodle’dan salataya, et yemeklerinden şarap ve tatlılara kadar herşey gerçekten çok lezzetli. İsterseniz çay saatinde gidin isterseniz akşam yemeğine, siz hangi mod’daysanız o ruha bürünüyor mekan insanın gözünde.
Her daim müdavimleri var ama insanı bunaltan kalabalıklar gibi değil. Hep aynı mekanlardan, fabrikalaşmış menü ve hizmetlerden sıkıldım diyorsanız ve yolunuz Yeniköy’e düşerse misafir olun mutlaka. Boğaz şeridinin vazgeçilmezi balık restaurantlarına alternatif adreslerden biri.
“Molka gibi bir cafe” en büyük hayalin ne? sorusuna verilen ve imrenilen bir cevap gibi… Eğer İstanbul ya da Yeniköy’e ulaşma imkanınız yoksa bu deneyimi bu yaz Alaçatı Nars Oteli’nin bahçesinde de yaşayabilirsiniz.