“Kimileri bilgi nehrinden kana kana içer, kimileri ise yalnızca ağzını çalkalar.”
– Woody Allen –
Ben çalkalamaktan vazgeçip içmeye karar verenlerdenim. Bu nedenle de önceliğim farklı ortamlara girip, farklı aktivitelere katılmak oldu. Çünkü gördüm ki tanıştığınız her yeni insan en az bir yeni bilgi demek. Tam da bu sebeple atladım Sevgili Kå‘nın aktivitesine, yanıma da Seço’yu kattım. Ama en güzeli onun tepkisiydi; “aa gidelim gidelim enterasan bir şeye benziyor, böyle çikolata atölyelerden değil”
Gerçekten de öyleydi. Öncelikle atölye için özenle seçilmiş ve hazırlanmış Büyük Ayı, Karaköy’de yer alan bir mekandı. Hani bir film çekilir, esas oğlan ya da esas kız enteresan bir ofis ortamında çalışır. Sen, ben de böyle beyaz yakalı hayatlarımızdan bakıp özeniriz. Hıh işte tam da şu an aklınızda canlandığı ve aşağıdaki fotoğraflardaki gibi bir yerdi.
Toplam 8 katılımcı idik. Her katılımcının zorluk derecesine göre 3 model arasından baştan seçimini yapıp bildirdiği 3 boyutlu maketler için gerekli malzemelerle hazırlanmış büyük bir masamız vardı. Model çiziminin olduğu kağıtlarımızı başladık maket bıçağı ile kesmeye. İşin en zorlayıcı kısmı burasıydı, bir de kestiğimiz kağıt uçlarını tutkalla tutturmaya çalışmak. Papier Atelier kurucuları Deniz ve Türker de büyük bir sabırla ve adım adım neler yapacağımızı anlattılar. Önce bizi uyardılar, bu iş sabır işidir diye. Bir anlam veremedik, ne olabilir ki dedik. Parçalar incelmeye, maket bıçağı sağa sola kaymaya başladıkça kendi kendimize gerildik:) Yılmadılar, bütün püf noktaları tekrar tekrar anlattılar.
Kağıdı önce kestik, kağıdı sonra katladık ve boyutlandırdık, kağıdı sonra yapıştırdık ve kağıdı en son boyadık. Yeri geldi ilkokul çocukları gibi cetvel ve makas ile çalıştık, yeri geldi bezdik oynamaktan, söylenmeye başladık. Hatta kolumuz tutuldu, sırtımız ağrıdı, parmağımız acıdı. Ellerimize tutkallar yapıştı, boyalar sürüldü, yılmadık. Eee kolay değildi sanat yapmak. Ama hemen öyle gözünüz korkmasın, her şey bir yana, çok eğlendik. Ne zaman ki heykellerimiz 3 boyut kazanmaya başladı, yine gaza geldik. Modellerimizi bitirdiğimizde ve orjinalleri ile yan yana koyup “hiç de fena olmadı ya” dedirttiğimizde kendimize, kocaman gülümsemeler yapıştı yüzümüze. Sadece sağdaki gibi biraz suratsız oldu benim Woody Allen’ım…
Ama organizasyon bununla sınırlı değildi, ara verdik, özenle hazırlanmış atıştırmalıklar ve TeapoTea çayları eşliğinde karnımızı doyurduk. Sosyal medyada yaptığımız paylaşımlarımızın çıktılarını duvara astık, günün dekorunu yaptık. Süremizi aştık çünkü çok keyif aldık. Her saniyesi ile düşünülmüş dolu dolu bir atölye çalışması yaptık.
Kağıt heykel atölyesi her zaman düzenlenmiyor maalesef. Ama Papier Atelier kafanızdaki figürün, eşinizin dostunuzun, belki evcil hayvanınızın ya da aklınıza gelebilecek herhangi bir objenin çalışmasını özel sipariş olarak hazırlıyor. Fiyatlandırma ise istediğiniz modelin detaylarına ya da malzemesine göre değişiyor.
Sevgili Kå yine yeni bir atölye yaratsın, yine gidelim. Nehirde ağzımızı çalkalamaya değil, kana kana içmeye.
🙂 woody . Güzel bir çalışma. Sabırlı olanlar için süper. Nerede çalkalıyorduk ? :p harika bir atölye çalışması 10 numara, eline sağlık!
Tesekkurler, keyifliydi… Calkalamakla kana kana icmek arasinda bir yerlerde;)