Yaşımı göstermediğime, aldığım iltifatlarla ikna olmuş olabilirim. (çok da zorlanmadığımı itiraf edeyim:)) Ama ‘bar hopping’, ‘eller havaya’ gibi gece/sosyal hayat kavramlarının 20’li yaşlarımla beraber beni terkettiği de doğrudur. (Hayır henüz çay bahçesinde çekirdek çıtlayan emekli nirvana kafasına da ermedim, ki bunun için sabırsızlanıyorum) Ancak ‘dışarı çıkmak’tan beklentim; lezzetli yemekler, profesyonel bir servis, kendine has ruhu olan bir mekanda dost sohbetleri. Yanında müzik varsa hele bir de canlı müzik ise yeme de yanında yat cinsinden olur benim için.
Oldukça talep gördüğü için birkaç denemeden sonra ancak yer bulup gidebildim Maria’nın Bahçesi’ne. Bana tavsiye edildiği kadar hatta daha bile çok memnun kaldığım mekanda da canlı müzik ile karşılaşacağımızı bilmiyordum. Ege meze ve yemeklerinin yanında Rum müziklerini dinlemeden olmazmış. Balığa rakı, rakıya meze ne kadar yakışıyorsa mezeye de Ege melodileri o kadar yakışıyormuş.
Başlangıçlardan ege otları tabağı ve kalamar tavadan, selanik tarzı karidese kadar doymamayı başarabilirseniz akabinde diğer zeytinyağlılardan ve deniz ürünleri ana yemeklerinden muhakkak deneyin. Sadece deniz ürünleri yok; makarnalardan salatalara, et yemeklerinden böreklere daha birçok seçeneğin olduğu menü o kadar zenginki ilk gidişinizde sipariş vermek için sayfaları 3-5 kez çevireceğinizin garantisini şimdiden veriyorum.
2 yıl öncesine kadar Anadolu Yakası’nda nereye gidelim? sorusuna verilen ilk beş cevabın içinde mutlaka yer alan mekanın yeni yeri Etiler’de. Adı üzerinde bir bahçe içerisinde yer alan villa gerçekten ev ortamı çok da bozulmadan dekore edilmiş. Bahçenin girişinde tatlı büfesine ev sahipliği yapan ufak bir mutfak bölümü karşılıyor misafirleri. Daha içeriye girerken yemekten sonra sipariş edeceğiniz tatlının varlığı aklınıza düştü bile. İçerideki masalar ise, birgün olacaksa anneannenizden size yadigar kalmasını isteyeceğiniz stilde mobilyalardan ouşuyor. Tuvalet ise hippi ruhlu arkadaşınızın evindeki gibi. Hem renkli hem bir sürü dekoratif malzeme ile dolu. Ama kesinlikle bir mekan tuvaleti değil, misafirliğe gittiğiniz evin parçası gibi.
Gitmeden önce okuduğum yorumlara istinaden biraz tedbirliydim ama servis hiç de bahsedildiği gibi yavaş değildi. Üstelik servis elemanları oldukça samimi ve profesyonelce hareket ediyorlardı. Olumsuz bir yorum yazacak olsam eksi puanı mutlaka peynir tabağına verirdim. Ege lezzetleri ile bu kadar ön plana çıkmış bir mekanın peynirleri çok lezzetli ancak peynir tahtası özensiz ve göze hitap etmiyordu. Tüm yemeklerden önce sipariş edilme olasılığı olduğu için o sunum, sonrasındaki lezzetleri gölgeleyebilecektir.
Tatlılara uzak kalmak zor diyorsanız ikram edilen tatlı tabağı yerine portakalopita, bitter çikolatalı sufle ya da mastika kremalı revani gibi her yerde bulamayacağınız ve bu nedenle de yemeye değecek tatlıları deneyebilirsiniz.
İstanbul, sahil şeritlerindeki balık restoranları ile bu kadar meşhurken Etiler’in göbeğinde binaların arasına saklanmış Maria’nın bahçesi bu ezberi bozduracak gibi görünüyor. Tek tek masaları gezerek misafirleri ile ilgilenen Maria’ya, ege lezzetlerinden bizi mahsur bırakmadığı için müteşekkirim.
Adres: Zeytinoğlu Caddesi, Yeşim Sokak 7, Akatlar, Etiler.
(0212) 352 26 26/27.
Küçükyalı’daki adres nedir?
Hasan Bey merhaba, detaylara asagidaki link’ten erisebilirsiniz. Sevgiler:
http://www.marianinbahcesi.com.tr/
istanbuler, sitesindeki muzige bayildim
“beni biraktigin o gece
seni aradim gizlilerde
bir tutam bahatrata kandim
ben aciyi tattim seninle”
Yunancasi “bahari, kanella kai fili” imis Dilimden dusmez bu melodi artik
Mekan resimleri de muazzam gozukuyor, ahsaptan orman evleri, huzurlu bir mekan goruntusu var..
Kucukyali’ya muhakkak gidecegim, boyle guzel yerleri bize tanittigin icin de tesekkurler 🙂
Tesekkurler, umarim begenirsin