TheIstanbuler

Palma de Mallorca

Ibiza’dan Mallorca’ya indiğimizde medeniyete kavuşmanın sevincini yaşıyorduk. İki ada arası sadece 25 dakikalık uçuş mesafesinde. Adada Palma’ya (merkez) 3-4 km uzaklıkta (güneyde) bulunan bir bölgede kalmayı seçtik. Önceliğimiz konforlu, şık ve doğrudan denize girme imkanı olan bir otel olduğu için ve merkeze inmek bu kadar kolay olduğu için oldukça memnun kaldık. Ama konforlu, şık ve doğrudan denize girme imkanı olan bir otel tercih ederseniz adayı gezerek farklı koyları keşfetme motivasyonunuzdan uzaklaşabilirsiniz, tıpkı bizim gibi…

  

Mallorca, Balearic Adalarının en büyüğü, zaten yazlık adadan çok, çok da büyük olmayan bir şehir kıvamında. Merkezde İspanya’nın çeşitli bölgelerinden esintiler görmeniz mümkün. Örneğin La Rambla alışveriş caddesi, Plaza Mayor gibi. Ancak genelde mağazalar 21:00’de kapanıyor. Yani bir magnet alayım derseniz onu bile o saatten sonra bulmanız biraz zor. La Rambla caddesinden deniz yönünde yürümeye devam ederseniz Old Town’a ulaşıyorsuz. 

  

Dar ve çoğu trafiğe kapalı yolların merkezi Cathedral de Mallorca. Oldukça devasa olan katedralin mimarisinde Gaudi’nin dokunuşları gizli. Endülüsler zamanında yerinde bir camii varken (zaten etrafında oldukça fazla hamam da bulunuyor) sonradan buraya Gotik bir yapı inşa edilmiş. 

  

Bir diğer tarihi yapı ise Palma Körfezini panaromik olarak görebileceğiniz tepenin üzerine kurulu Bellver Kalesi. Üç kule ve büyük bir avludan oluşan Kale’den, özellikle fotoğraf çekme meraklısıysanız güzel kareler yakalayabilirsiniz.

  
 

   

Gelelim deniz, güneş, kum konusuna. Dediğim gibi bizim balayı sebebiyle çok özenle seçtiğimiz otelimiz başka bir denizi aratmayacak bir koyda bulunduğu için çok dolaşmayı farklı beach’ler keşfetmeyi fazla tercih etmedik ancak bir günümüzü yine de gezintiye ayırmıştık. Palma’ya göre adanın en dar yerinden kuzeye doğru Port de Soller’e rotamızı çevirdik. Cala Deia denilen gerçekten gizli cennet olabilecek eski bir balıkçı koyunda tek aktivitenizin denize girmek olabileceği (uzun uzun gününüzü geçirebileceğiniz kadar konforlu bir bölge değil) ya da varolan tek restaurantta koyu izleyerek birşeyler atıştırabileceğiniz bir aktiviteye de zaman ayırabilirsiniz.

  
Asıl bahsetmek istediğim ise bu rotayı yaparken ilk uğradığımız Valldemossa köyü. Adada bu kadar şirin, tatlı ve görmeye değer bir köy olabileceğini tahmin etmiyordum. Bu ortaçağ kasabasını meşhurlaştıran şeylerden biri de ünlü besteci Chopin ve sevgilisi  George Sand’in bir süre burada yaşamış olmaları ve Chopin’in bazı bestelerini bu kasabada yaratmış olması. Bir dağ köyü olan Valldemossa’da gezinip kahvenizi yudumlayabilir ve arka fonu güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Chopin müzesi ve bir de manastır daha fazla zaman ayırmak isteyenlerin uğrayabileceği mekanlar. Tesadüfen adaya yerleşen ve bu köyde bir cafe açan Türk ailesi ile de sohbet etme fırsatı bulabilirsiniz. Manastırı geçtikten sonraki ilk sağa dönerseniz bahsettiğim cafe’ye ulaşabilirsiniz.

  
Ada’da yemek içmek için yüzlerce mekan sayılabilecekken ben özellikle iki tanesinden bahsetmek istiyorum. Biri tapascı Tast! Barselona’daki Ciutat Comtal benim için neyse Tast da kesinlikle aynı keyfi yaşatan bir mekan oldu. Henüz sezon açılmamış olmasına rağmen oldukça rağbet gören ve kalabalık olan mekan için rezervasyon yaptırabilir ya da bizim gibi barda oturmayı tercih edebilirsiniz. Bu size aynı zamanda dünyaca ünlü İspanyol tapaslarının hazırlanışını izleme imkanı da verir.

  
  
Bir diğer mekan ise Cappucino Grand Cafe zinciri. Çıkış noktası Mallorca olsa da Ibiza, Valencia, Madrid’te de rastlayabileceğiniz mekan, İspanya sınırlarını aşmış; Beyrut ve Cidde’de de şubeler edinmiş durumda. Biz kahvaltı ya da sadece kahve içmek için tercih ettik ancak akşam yemeği de yiyebileceğiniz kadar hoş bir mekan. Ve Cafe Cappucino’ya uğramazsanız kendinizi hiç Mallorca’ya gittim saymamalısınız diyecekleri kadar gurur duydukları bir marka.

  
Sadece deniz tatili için değil (çünkü zaten en güzel koylar yine bizim ülkemizde) ancak dünyaya nam salmış gece hayatı ve İspanyol tapasları ile birleştiğinde oldukça iyi bir alternatif olabilecek yaz rotasını tercih edenlere şimdiden iyi gezmeler…

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

Enter your email address to follow this blog and receive notifications of new posts by email.

%d bloggers like this: