TheIstanbuler

Viyana

Beş kere gittim ama altıncıya da giderim diyen Kabasakal’ın toplantısını bahane edip takıldım peşine ve Viyana’ya gittim bu sefer. İş yoğunluğu, seçimler vs derken hazırlık aşamasına fazla zaman ayıramamış ama yine de birden fazla kere ziyaret etmiş bir arkadaştan yapılması gerekenler listesini istemeyi ihmal etmemiştim. Viyana’ya ayak basana kadar da listenin genelde cafe’lerden, kahvelerden, pastalardan oluştuğuna çok dikkat etmemişim.

İlk akşam yemeği için listemizden otelimize en yakın olan Cafe Landtmann’ı tercih ettik. Gerçi ertesi gün bize katılan Chilek ve Fufu’yla, Freud’un cafe’si olması sebebiyle son gün bir de kahvaltı için uğradık. Akşam yemeğinde Viyana usulü et suyu çorbası ve ördek tercih ederken; sabah kahvaltısında kendini menemen sanan ama Viyana’nın göbeğinde bulabildiğiniz için memnun olacağınız yumurtayı tercih ettik. (çünkü yumurtayı peynirliyse içinde maydanoz olmadan ve menemen halindeyse bol biberli yiyebiliyorum sadece)

cafe landtmann

Ertesi gün ilk durağımız Aziz Stephan Katedrali oldu. Biz yapmadık ama içine girip kulesine tırmanırsanız şehiri panaromik olarak gözlemleyebilirmişsiniz. Katedralin dört bir tarafından uzayan geniş caddeler alışveriş yapmak isteyenler için uygun olacaktır. Meydandan Karntner Strasse yönünde devam ederseniz yolun sonunda meşhur Hotel Sacher ve altında Cafe Sacher’e varabilirsiniz. Dünyaca ünlü Sacher Torte’yi denemek için en iyi nokta. Aslında bildiğiniz kakaolu kek, içinde kayısı marmelatına benzer bir tat var. Ancak tarifi bir sır olarak saklanıyormuş ve dünyanın dört bir tarafına sipariş verirseniz özel kutularda gönderiliyormuş. Ben tadını beğendim ancak 1500 km öteden sipariş verecek kadar gözümü de boyamadı. Sadece seyahatlerde oraya özgü bir tatlı için bozduğum şekersiz (#nosugar) hayatımdaki bu küçük molanın yanılsaması da olabilir.

sacher torte

Hotel Sacher’in önündeki meydandan biraz ilerlerseniz Viyana Devlet Opera binasını görecekseniz. Şanslıysanız ve tarih denk gelirse bir gösteri izlemek olmazsa olmazı olabilir. Bizim gibi son dakikaya bırakmayın ve gitmeden biletinizi ayarlayın,  son dakika bilet aldığımız için yerimiz çok güzel olmasa da “Viyana’da Opera’ya gitmedik demeyiz” aktivitemizi de tamamlamış olduk.

wiener opernball

Katedral meydanından Graben caddesi boyunca ilerlerseniz ileride solda Cafe Demel ve onun arkasında bir iki sokak paralelinde yine dünyaca ünlü Cafe Central’ı bulacaksınız. Cafe Demel’de ünlü kahveleri Melange (bildiğimiz Latte’den ne farkı var anlamadım) ve yine meşhur elmalı tatlıları Apfelstrudel’i denedik. Viyana boyunca şekersiz (#nosugar) hayatıma verdiğim ikinci mola! Ama nerde o küçüklüğümdeki annelerin altın günlerinde yediğim elmalı poğaçalar! Cafe Central ise sonundaki Türk Kahvesi içme keyfine aldanmadan (Cafe Landtmann bu konuda daha başarılı) kahvaltı için iyi bir seçenek.

cafe central

Cafe Demel’den çıkıp meydandaki kapılara doğru yürürseniz Hofburg İmparatorluk Sarayı’nın bulunduğu bölgeye geçiyor olacaksınız. Fotoğraf çekmeyi sevenler için güzel bir lokasyon. Buradan devam ettiğinizde sağ tarafa doğru ilerlerseniz Parlemento Binası ve Belediye Binası (Rathausplatz) ki karşısında Cafe Landtmann bulunuyor; sola doğru devam ederseniz de tekrar Opera binasının oraya çıkıyorsunuz. Karşı yönde ilerlerseniz de Maria-Theresien meydanı ve MuseumQuartier’e varıyorsunuz. Biz tesadüfen burada kısa bir süre için kurulmuş “Winter in MQ” organizasyonuna denk geldik. DJ performansı eşliğinde ünlü punch içkisinin servis edildiği sakin bir sokak partisi gibiydi.

Viyana’nın yapılacaklar listesinin başında gelen saraylarından bir tanesi de Schönbrunn Sarayı. Şehir merkezinden nispeten biraz daha uzak olan saraya metroyla 20-25 dakikada ulaşabilirsiniz. Hanedanın yazlık sarayı olan 200 odalı bu yapının adı da, bölgede bulunan su kaynağının üzerine yapılan çeşmeyle başlayan süreçten esinlenilerek güzel çeşme anlamına gelen Schönbrunn olmuş. Devasa bahçesinin içerisinde hayvanat bahçesi, labirent park olan sarayı gezmek için en az yarım gününüzü ayırmanız gerekiyor.

schonbrunn

Viyana’nın olmazsa olmaz aktivitelerinden biri de schnitzel yemek. Konu schnitzel olunca da okların hepsi Figlmüller’e çevriliyor. İki şubesi olan mekanın orjinal şubesinde yer bulmak için gitmeden 3-5 gün önce rezervasyon yapmak şart. Belli ki yoğun talebi karşılamak için açtıkları ve sadece 150 mt ötede bulunan ikinci şube için ise kapıda kısa bir kuyrukta bekledikten sonra yer bulmanız mümkün. Siz yine de daha geç bir yemek saati için her iki şubesinden birinde rezervasyon yapıp işinizi garantiye alabilirsiniz. Tavuk, domuz eti ve et seçeneklerinin hepsi sunuluyor. Biz bir gece önce yemek yediğimiz Plachutta’daki schnitzel’den çok da farklı bulmadık tadını. Plachutta daha şık/nezih bir yer tercih edenler için uygun bir durak olacaktır. Lokal yemeklerden Tafelspitz’i de burada denedik ve beğendik.

figlmüller

Gece hayatı için Katedrali merkez alırsanız yine yürüme mesafesinde olan ya da metroyla ulaşabileceğiniz Swedenplatz bölgesindeki barları tercih edebilir ya da bizim gibi tüm şehiri ışıkları ile gözlemleyebileceğiniz Sofitel Otelinin çatısındaki Le Loft Bar’da kokteylinizi yudumlayabilirsiniz.

Şehir merkezini yürüyerek gezebileceğiniz (her yer birbirine çıkıyor), dilerseniz nostaljik ve şık at arabalarıyla ufak bir tur atabileceğiniz, bol bol cafe’lerinde oturup geleni geçeni izleyebileceğiniz, sanata düşkünseniz onlarca müzesi, galerisi olan Viyana’ya bir tik atmak için birkaç gün ayırmanız yeterli…

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

Information

This entry was posted on November 16, 2015 by in Seyahat/Gezi, Yurtdışı and tagged , , , , , , , , , , , , .

Enter your email address to follow this blog and receive notifications of new posts by email.

%d bloggers like this: