Evet doğru duydunuz; rakı yemek içkisi değildir. Rakının yanına en yakışanı yanınızdakilerle yaptığınız muhabbettir. Zaten rakı sofrasına çilingir sofrası denmesinin sebebi de sohbetin ve rakının bir çilingir marifetiyle insanın kişiliğinin kilidini açıp, onun gerçeklerini sergilenmesini sağladığı içindir. Yani çilingir sofrasının bileşenleri; bir yudum rakınıza kattığınız bir tutam sohbet ve bir lokma mezedir. Rakı sofrası hakkında yanlış bilinen gerçekler şu şekildedir:
Rakı bir yemek içkisi değildir. Sadece meze ile ve sohbet eşliğinde içilir.
Sofradaki mezeler tazelenmez, yerine yeni çeşitler gelir.
İçmeye başlamadan önce zeytinyağlılardan oluşan aperatif bir şeyler yenmelidir. Zeytinyağı, mide dolmaya başladıkça üste çıkarak, alkolün genzinize doğru gelmesini engeller.
Kavun, rakı sofrasında olmaz, mezeden sayılmaz.
Rakı servisini yapan kişiye Sakî denir, ki sofranın en gencidir.
Buz gibi şişeden bardağa çevire çevire dökülür.
Bardağa konulan rakının yarısı kadar su konması makbuldür.
Sofranın en yaşlısı bardağını kaldırmadan diğer kadehler kıpırdamaz.
Kadehler tokuştururken de iki kişiden en yaşlısının kadehinin altına tokuşturulur.
Rakı tokuşturulduktan sonra masaya kadehin dibini bir kez vurmak diye bir şey yoktur.
Rakı sofrasında kadeh yalnızca bir defa tokuşturulur. Masaya yeni birisi eklendiğinde ise tekrar kadeh tokuşturulabilir.
Rakıdan küçük küçük yudumlar alınır.
Rakı içilirken çalan müzik, oynak havalar değil, ağır alaturka – fasıl olur. Sofradakiler şarkılara katılabilir, ama daha çok dinlerler.
Sofradan en yaşlı kalkmadan kalkmak –çok mecbur olmadıkça- ayıptır. Sofra terk edilmez. Kalkılacaksa sofranın en yaşlısından izin istenir.
Sofradan kalkılacağı zaman kadehlerde azıcık bir içki kalıntısı bırakılır. Sonuna kadar içilmez ve rakı asla fondip yapılmaz.
Rakı, tatlılarla içilmez, zira alkolün etkisi artar, çarpar.
Çilingir sofrasından kalkıldıktan ancak 1-2 saat sonra akşam yemeği yenir.
Sigara küllüğüne zeytin çekirdeği, sıkılmış limon kabuğu konmaz.