Günübirlik Kos Adası
Yıllardır her yaz Bodrum’a giderim. Bu kadar yakınında olmasına rağmen de Kos Adası’na geçmek gibi bir çaba göstermemiştim. Kavala ve Sakız turlarından sonra fırsat bu fırsat son gidişimde günübirlik geçmeye karar verdim. Daha önceki tecrübelerime dayanarak da en kötü uygun fiyata güzel bir yemek yer, içki alır dönerim diye düşünüyordum.
Bodrum’dan Kos’a her gün katamaran ile 20 dakikada veya büyük teknelerle 45 dakikada varabiliyorsunuz. İster feribotla adalara ister arabayla sınırdan geçmeye çalışın Yunanistan’a seyahatin en meşakatli tarafı pasaport kuyruğuna tahammül etmek. Kos da bu konuda beni şaşırtmadı ve yaklaşık 1,5 saatimizi kuyrukta harcadık.
Nispeten küçük bir ada olduğu için limandan çıkarken Kos Kale’sinin eşliğinde hemen ada merkezinin içerisinde buluyorsunuz kendinizi. Sahil boyunca sıralanmış cafe’ler ve arka paralelde yer alan camiiler ve kiliselerle çevrili bu merkezi, hediyelik eşya satan dükkanlar hareketlendiriyor.
Meşhur Hipokrat ağacını görmek adetten olmuş. Bir rivayete göre Hipokrat bu ağacın altında ders verirmiş ancak 2400 yıl önce olması gereken bu olayın 600 yıllık ağacın altında nasıl yaşandığını açıklayabilen bir Yunan’lıya rastlayamadık:)
Merkezin birkaç sokak arkasında da eski şehir kalıntıları arasında dolaşabilirsiniz, sınırlar içerisinde kalmış bir bahçe gibi. Eğer araba kiralamadıysanız merkez dışındaki yerleri görmek için küçük trenlerle yapılan turlara katılıp sırasıyla Platani adındaki Türk köyüne ve sonrasında da dünyanın ilk hastanelerinden biri olan Asklepieion’a gidebilirsiniz.
Karnınız acıktı ve sıra yemeğe geldiğinde Yunanistan bu konuda bir cennet. Özellikle de deniz ürünlerine düşkünseniz Taverna masalarında kendinizden geçebilirsiniz. Kalamardan karidese, ahtapottan mezelere her şey çok lezzetli ve uygun fiyatlı. Gündüz uzo’nun ağır geleceğini düşünüyorsanız da Mythos’lamanızı öneriyorum. Yunanlı’ların Efes’i:)
Denize girmek için ada etrafında çok güzel koyların olduğu bilgisini almıştık ancak ada merkezinden çok uzaklaşmadan da limanın hem sağında hem solunda kalan kumsallar serinlemek ve ufak kestirmeler için ideal lokasyonlar.
Alışveriş adına ise çok fazla beklenti içerisine girmemek gerekiyor. Ufak hediyelik eşyalar dışında içki almak istiyorsanız yine merkezdeki marketleri öneririm. Free shop’a göre fiyatları daha uygun bile olabiliyor.
Bir daha Kos’a gitmek ister misin derseniz çok emin değilim. Kötü bir tecrübe olduğundan değil, pasaport vs kuyruğundan dolayı yorucu oluduğundan. Belki 1 gece konaklamak adanın keyfini çıkarmak için daha efektif olabilir. Ancak hiç gitmemiş kişilere en az bir kez gitmelerini önerebilirim. Özellikle Bodrum’da çok süreli kalacaksanız bir iki gününüzü ayırmaya değer.
TheIstanbuler 
Yine cok guzel anlatmissin. Biz Ege’nin bu ucunda her seyi pahali aliyoruz yerli turist olarak bir de.. Kalite desen uzgunum saraplari daha iyi, deniz urunleri daha cesitli, mutfagi iyi olan restaurant biz de cok az. Guneyde ac gozlulugun yerini kalite alsin…diyelim. Bu konularda onlardan ogreneceklerimiz var. Sezar’in hakki Sezar’a.. yada Yorgo’ya :))
O kadar yakin bir mesafe ki bircok isletme gidip ickilerini oradan aliyormus, bir cok adali da pazar alisverisi icin bizim tarafageciyormus:)) ama kaziklandigimiz. Ve kandirildigimiz bir gercek kendi yurdumuzda:(
Pingback: Yazdan Kalma: Sakız Adası | TheIstanbuler